Çoğu zaman sayfalar dolusu yazsak bile ifâde edemeyeceğimiz hakîkatleri birkaç dizelik bir şiir anlatır. Merhum Üstad Necip Fazıl’ın şu mısraları da öyledir:
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz barkımız bizim.
Soğuk kış günlerinde kazmayla, keserle bile zor kırılan buzlar gün gelir esen ılık bir rüzgârla eriyiverir.
Dişliler kırılır…
Kalpler yumuşar…
Zincirler kopar…
Düğümler çözülür…
Kapılar açılır…
Kalpleri elinde tutan Allah’tır. Duâlarımızda “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım… Kalplerimizi dinin üzere sabit kıl.” ; “Ey halden hâle çeviren Allah’ım! Hâlimizi en güzel hâle çevir!” şeklinde yakarırız.
Diriden ölüyü, ölüden diriyi çıkaran Allah’tır.
Nice îmandan, İslâm’dan mahrum kaldığı için mânen ölmüş kalplere can verdi Rabbimiz… Hidâyet nasip etti.
Ebu Cehil, kötülük adına ne varsa kendi üstünde toplayan bir müşrikti. Şirkte ısrar ve inadından dolayı “cehâletin babası, yurdu” anlamına gelen bir lakapla isimlendirilmişti. Cehâlet üzere yaşadı, cehâlet üzere öldü.
Kendisi gibi müşrik olan oğlu Mekke’nin fethinden sonra Yemen’e kaçtı.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Eşinin de telkinleriyle âlemlere rahmet Hz. Peygamberin (s.a.s.) huzuruna geldi ve söz verdi: “Bu zamana kadar senin ve İslâm’ın aleyhine ne kadar koşturduysam bundan sonra senin yolun için, Allah için iki katını yapacağım…”
Yermük Savaşı’na katıldı ve savaşırken şehit oldu. Ölüden diri çıkmıştı.
Azer put yapıp put satan bir putperestti. İbrahim putperest Azer’in oğluydu. Rabbi, İbrahim’i halil=dost edindi. İbrâhim tevhidin sembolü oldu. Nemrut’a direndi. Putları kırdı. Ateşe atıldı. Allah, ateşi İbrahim’e soğuk ve selmet kıldı. Ateş İbrahim’i yakmadı. Neslinden peygamberler seçildi. Onlar da insanları tevhide davet ettiler…
Aslolan ihlastır, samimiyettir…
Bıkmadan, yılmadan gayret etmektir…
Güzel kul olmaktır…(https://www.diyanethaber.com.tr/kapilar-acilir-makale,356.html)
Selâm ve duâ ile…