Yenilerin eski diye tabir ettikleri fakat eski değil eskimeyen geçmiş dönem Elbistan Belde Belediye Başkanları ile birlikte 15 Eylül 2021 tarihinde yine Gazi Dedeler’in ev sahipliğinde bir araya geldik, sohbet ettik, Elbistan’ı konuştuk, Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüşen köylerin ve beldelerin durumunu konuştuk. Bende onlardan “eski belde başkanı” olarak değil, “eskimeyen belde başkanları” olarak bahsetmek istiyorum.
Peki, kimlerdi bu eski değil, eskimeyen “BAŞKANLAR”
AKBAYIR BELDESİ;
M.Ali Cingöz, Tahsin Öztunç (Mazeretleri nedeni ile katılamadılar)
BAKIŞ BELDESİ;
Kamber Yurdakurban
BÜYÜKYAPALAK BELDESİ;
Muharrem Kılıç, Hacı Buğday, Yusuf Kılıç
DEMİRCİLİK BELDESİ;
Sadettin Temur, Şahin Temur, Ali Ekber Tepe,
DOĞAN BELDESİ;
Şükrü Kerek, Cengiz Mezdeği
IZGIN BELDESİ;
Ahmet Arslan, Ömer Çolak (Mazereti nedeni ile katılamadı)
İĞDE BELDESİ;
Cuma Kayabaşı, Yemliha Önat
KARAELBİSTAN BELDESİ;
Miktat Er
SÖĞÜTLÜ BELDESİ;
Ramazan Yüce, Cuma Yıldırım
İL GENEL MECLİSİ ÜYESİ;
Şerif Binbuga
İL GENEL MECLİSİ ÜYESİ;
Latif Taş
Hemen hemen hepsini yakinen tanırım. Birçoğu ile arkadaşlığımız var.
Başkanlıkları döneminde hepside dar bütçeyle kıt ve kısıtlı imkânlarla hizmet üretmeye çalıştılar, seçildikleri beldelerine çok güzel hizmetlerde bulundular, imza attılar. İmkânları ölçüsünde, laf üstüne laf koymak yerine taş üstüne taş koymaya çalıştılar. Bu arada, hazır yeri gelmişken yaptıkları hizmetlerden dolayı bir kez daha başkanlarıma teşekkür etmek istiyorum.
Hani derler ya; “makam insanı değiştirir” diye.
Ama ben gerek başkanlıkları döneminde gerekse başkanlık görevleri sona erince hiçbirinde şöhret hissi, makam tutkusu görmedim. Hepsi de halkın içinden gelen, herkesle haşır neşir olan memleketimizin birer değeridir.
Bu cümlelerden olmak üzere:
Makam insanı değiştirmez. Gerçek kişiliğini ortaya çıkartır.
Yani o kişilik, o insanda zaten mevcuttur, makam sadece görmemizi sağlar.
Gazi Dedeler’in moderatörlüğünde sohbet ortamında gerçekleşen kahvaltı programında herkes söz aldı fikir ve düşüncelerini paylaştı.
Her siyasi görüşten, her partiden başkan vardı ama siyasete hiç girilmedi.
Hepsinin ortak paydası ELBİSTAN idi!
Kahvaltılı toplantı hal hatır sormakla başladı zamanla istişareye dönüştü.
İstişare, yani danışmak sünnettir;
Bilgisi sınırlı olan insanoğlu, doğru hareket edebilmek için, hata yapmamak için daha bilgili olanlara danışmak, onların bilgi ve tecrübelerinden istifade etmek ister.
Allah (c.c.) insana doğruyu bulması için danışmayı emretmiştir. İstişare, sosyal ilişkilerin sağlam bir zemine oturtulmasından toplumsal barışın ve güven ortamının tesisine kadar bütün yaşam pratiklerinin vazgeçilmez unsurudur. Herhangi bir karar almadan ve eyleme geçmeden önce başkalarının düşüncelerine başvurmak, kişiye büyük kolaylık sağlamanın yanında onu olası hatalardan da büyük oranda korur. Zira bir bilene danışmak ve makul öneriler almak insana oldukça güven verir.
İstişare, genel bir prensiptir;
Atalarımız “Bin bilsen de bir bilene danış.” sözüyle istişarenin önemini gelecek kuşaklara aktarmışlardır. Bu bağlamda danışan için istişare bir anlamda bireysel gelişmişliğin, danışılan için ise ona duyulan saygının bir göstergesidir.
Her konuyu, o konuda bilgi, tecrübe ve fikir sahibi olan insanlarla istişare etmek gerekir. Ekonomik bir konuyu ekonomistlerle, siyasi konuları ise siyasetin her kademesinde bulunmuş ve seçilmiş o konuda yetişmiş kişilerle istişare etmek gerekir.
İletişim ve istişare ortamında gerçekleşen bu tür toplantıları;
Bilgi almak, bilgi vermek, farklı görüşleri dinlemek ve öğrenmek açısından önemsiyor, destekliyor ve değerli buluyorum. Onun için bu tür organizasyonları düzenleyen Gazi Dedeler’e ve bütün değerli başkanlarıma teşekkür ediyorum.