İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Terör örgütü DEAŞ'ın Kerkük'ü işgal etmesinin ardından 2016'da ailesiyle İstanbul'a göç eden Kerkük Türkmeni Erol Hayri, Türklerin kendilerine gösterdiği misafirperverlikten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye'nin zor zamanlarında Kerkük Türkmenlerine kucak açtığını, bu nedenle buraya şükran ve minnetle bağlı olduklarını söyledi.

AA'nın "İstanbul'un Yüzleri" başlıklı dosyasının üçüncü haberinde İstanbul'un Fatih ilçesinde yaşayan Irak göçmeni müzisyen Erol Hayri, AA muhabirine, ailesiyle göç etme serüvenlerini ve Kerkük Türkmenlerinin Türkiye'deki varlıklarını değerlendirdi.

Arguvan'da bağlama yapım atölyesi ve kursu açıldı Arguvan'da bağlama yapım atölyesi ve kursu açıldı

Hayri, 1974'te Irak'ın Kerkük ilinde dünyaya geldiğini, müzisyenliğin nesillerdir Kerkük'te yaşayan ailesinde bir gelenek olduğunu belirterek, "Çocukken müzikle uğraşmaya başladım. İlk enstrümanım 6 yaşındayken çalmaya başladığım bağlamaydı. Biz 4 kardeşiz ve hepimiz müzisyeniz. Ailenin en küçüğüyüm. 5 enstrüman çalabiliyorum. Özel stüdyomda müzisyenlik ve ses mühendisliği yapıyorum." dedi.

DEAŞ'ın Kerkük'ü işgal etmesinin ardından doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldıklarını anlatan Hayri, "2016'da Türkiye'ye, İstanbul'a göç etmeye karar verdim. Bunun önemli bir nedeni vardı, o yıllarda DEAŞ Kerkük'ü işgal etmişti. Stüdyomun duvarının hemen arkasına kadar gelmişlerdi. O gün burada güvende yaşayamayacağımızı anladım ve anavatana, Türkiye'ye göç etmeye karar verdim. Bu karar bizim için çok zordu ancak mecburduk." diye konuştu.

- "Her zor durumda bize koşulsuz destek veren çok samimi insanlar tanıdık"

Hayri, DEAŞ'ın Kerkük'ü işgali sırasında büyük korkular yaşadıklarını, evinin ve stüdyosunun hemen arkasında bulunan bir camiyi teröristlerin bastığını aktararak, bu korkular nedeniyle bir gece, plansız şekilde İstanbul'a göç etmeye karar verdiğini kaydetti.

Türkiye'ye geldiğinde neredeyse tanıdığı kimsenin olmadığını, yalnızca internet aracılığıyla tanıştığı bir sanatçı dostunun desteği sayesinde İstanbul'a uyum sağladığını dile getiren Hayri, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kerkük'teki çatışmalar 3 gün boyunca devam etti. Evlerimizde olayların dinmesini bekledik. O olayların ardından ani kararla Kerkük'ten İstanbul'a, anavatana ailemi ve çocuklarımı güvende tutmak, aynı zamanda sanatımı sürdürmek için geldim. Elimizde sadece bavullarımız ve birkaç parça kıyafet vardı. Başka hiçbir şeyimiz, tanıdığımız kimse yoktu. İnternet üzerinden tanıştığımız sanatçı arkadaşımız vardı. O çok yardımcı oldu. 18 gün boyunca onların ayarladığı dairede kaldık ve misafirleri gibi hissettik. Bu zorlu deneyim, bizim için gerçekten çok güzel serüvene dönüştü. İnsanlar bizlere büyük destek sağladı. Devlet de bize çok yardımcı oldu, sağ olsunlar. Türk kurumlarına, halkına ve tüm yetkililere kendi adıma, sanatçı Erol Hayri olarak sonsuz teşekkür ederim. Bu büyük zorluğu bizim için kolaylaştırdılar."

Hayri, Kerküklü ve Türkmen kimliğini ifade ettiğinde insanların kendisine çok yakın ve samimi davrandıklarını, ihtiyaçları olduğunda herkesin büyük özveri ve yardımseverlik gösterdiğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"İnsanlar bize karşı genelde çok samimiydiler. Biz 'Kerküklüyüz' dediğimizde Türk kardeşlerimiz, dostlarımız her zaman yanımızda oldular. Komşularımız, arkadaşlarımız, her daim 'Bir şeye ihtiyacınız var mı?' diyen insanlar oldu. Her zor durumda bize koşulsuz destek veren çok samimi insanlar tanıdık burada. Allah, onlardan da bu milletten de razı olsun."

- "Kimse memleketini bırakıp başka ülkede yaşamak istemez"

Müzisyenliğinin yanı sıra Fatih'te bulunan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin idari müdürlüğünü üstlendiğini kaydeden Hayri, burada kendisi gibi Türkmenlere destek olmaya çalıştıklarını vurguladı. Hayri, İstanbul ile Ankara başta olmak üzere Türkiye'nin farklı illerinde yaklaşık 26 bin Türkmen'in yaşadığı bilgisini paylaştı.

Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tarih boyunca ihtiyaç halindeki herkesin yardımına koştuğunu vurgulayan Hayri, şunları dile getirdi:

"Biz anavatanımız Türkiye diyoruz. Türkiye bizim canımızdadır, kanımızdadır, bizim içimizde yaşıyor. Her Türkmen, her Türk bu duyguları aynı şekilde hisseder. Türkiye Cumhuriyeti yalnızca bizim için değil, tüm Türk dünyasının kalbidir. Her zaman düşküne, muhtaca sahip çıktı. Allah, başımızdan eksik etmesin."

Hayri, geçmişte göçmen olarak zor dönemlerden geçtiğini belirterek, sözlerini "Onlar da memleketlerinde bir sıkıntı olmasa buraya neden gelsinler ki? Kimse memleketini bırakmak istemez ancak zor koşullar nedeniyle memleketlerini terk edip buraya geldiler. Bunu anlamamız, kendimizi onların yerine koyabilmemiz gerekiyor." şeklinde tamamladı.

Kaynak: aa