Gül yüzün, şâhıdır güllerin ana…
Ben ağlarım sen yanarsın durmadan,
Yavrum der savrulur, küllerin ana…
Sevgiye adanmış ömrün her ânı,
Aylarca taşıdın canda bu cânı,
Sinende yaz ettin karı, boranı,
Ne yükler kaldırdı, bellerin ana…
Önce yedirirdin kalırsa yerdin,
Beşiğimi sallar ninni söylerdin,
Bilge sözlerinle öğütler verdin,
Bir millet büyüttü, dillerin ana…
Dertli kağnılarla mermi taşırdın,
Cepheye herkesten tez ulaşırdın,
Mermiyi sarar da kendin üşürdün,
Çile çiçeğiydin bellerin*, ana…
Yerini almıştın şehit babanın,
Peşinde yürürdün kara sabanın,
Yalın ayakların yarık tabanın,
Hep toprak kokardı, ellerin ana…
Asker ettin kavuşmayı özlerdin,
Bir derdini bin perdeye gizlerdin,
Sabah akşam yollarımı gözlerdin,
Sırdaşı olmuştun, yellerin ana…
Ocağımız kaba kaba tüterdi,
Bir odacık hepimize yeterdi,
Babamı sorardım sözler biterdi,
Boşanıverirdi, sellerin ana…
Geçen ömür değil sanki bir çağmış,
Başımı koyduğum koca bir dağmış,
O yüce başına karlar mı yağmış?
Nerede simsiyah, tellerin ana…
Sana ötelerden bir kutlu haber,
Cennet müjdeliyor yüce peygamber!
Burnumda tütüyor kokun misk, amber,
Tarife sığmıyor, hâllerin ana…
Cümleler sır yüklü çözemiyorum,
Hakkı’yım bu derdi yazamıyorum,
Kılavuzum gitti yüzemiyorum,
Sensiz yabanıyım, göllerin ana…
*Bel: Tepe..…