BU HİZMETÇİNİN NE MÂRİFETİ VAR?

Mesnevî’de eski kültürlerden süzülüp gelen, bir bakıma insanlığın ortak malı sayılan çok miktarda hikâye yer alır. Mevlânâ, bunlardan bazılarını nereden aldığını kendisi söyler. Hikâyelerin çoğu da muhtemelen şifahî kültürle edindiği birikimin eseridir.

Mevlânâ’nın Mesnevî’de çeşitli hikâyelere yer vermesinin amacı, bir fikri zihinlere daha iyi yerleştirmektedir. O, çok basit ve etkili bir pedagoji kuralını uygulamıştır. Teorik bilgi ve fikirlerin yalın olarak verilmesi son derece kuru ve itici olur. Hâlbuki bir olaya, bir hikâyeye bağlı olarak sunulunca kolay takip edilir ve hatırda daha iyi kalır. İşte bu gönül adamının üstün yönlerinden biri de bu noktada kendini gösterir. O, en basit olayları, sıradan hikâyeleri bile son derece ustalıklı yorumlarla takdim etmesini bilmiştir. “Mesnevî” ve “Fîhi Mâ Fîh”, bu yönden onun eğitici dehâsının örnekleriyle doludur. İşte onlardan harika biri daha…

Bir gün beyleri Sultan Mahmut”a:

Ayaz denilen bu hizmetçinin ne mârifeti var ki, sen ona otuz kişinin ücreti kadar ücret ödüyorsun?” derler. Sultan Mahmut bu soruya o anda cevap vermez. Birkaç gün sonra beylerini de alarak ava çıkar. Giderlerken uzaktan bir kervanın geçmekte olduğunu görürler. Sultan Mahmut beylerden birine:

Git sor bakalım, bu kervan nereden geliyor.” der. Bey atını sürerek gider. Bir süre sonra geriye döndüğünde:

Efendim kervan Rey şehrinden geliyor.” der. Sultan Mahmut:

Peki, nereye gidiyormuş?” diye sorunca bey susup kalır. Bunun üzerine hükümdar başka birini gönderir, o da gidip gelir:

Efendim Yemen’e gidiyormuş,” der. Pâdişah:

Yükü neymiş?” deyince o da susup kalır. Bu defa pâdişah bir başka beye:

Sen de git yükünü öğren.” der. Bey gider, gelir:

Her cins mal var, fakat çoğu Rey kâseleri,” der. Pâdişah:

Peki kervan Rey”den ne zaman çıkmış?” diye sorunca, bey susup kalır, cevap veremez. Pâdişah böylece tam otuz beyi gönderir, otuzu da istenen bilgileri tam olarak getiremezler. Pâdişah son olarak Ayaz’ı çağırır:

Ayaz, git bak bakalım şu kervan nereden geliyor?” Ayaz, saygıyla pâdişahın huzurunda eğilerek konuşmaya başladı:

Efendim, kervan görünür görünmez sizin merak ederek, soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim. Kervan Rey’den geliyor Yemen’e gidiyor. Yükü şudur, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor. Kervanda şu kadar insan var, onlardan şu kadarı silâhlı…” diye başlayarak kervan hakkındaki bilgileri en küçük ayrıntıya varıncaya kadar anlatır. Bütün bunları beyler ağzı açık dinlerler. Böylece Ayaz tek başına otuz beyin edinemediği bilgiyi edinmiş, başaramadığı işi başarmıştır. Pâdişah beylerine döner ve:

Ayaz’a neden otuz kişinin ücretine denk para verdiğimi anladınız mı? Görüyorsunuz ki bu bile, onun hizmetine karşı az geliyor,” der. Böylece Ayaz’ı çekemeyerek aleyhinde konuşan beyler utanırlar, yaptıklarına pişman olurlar. Mesnevî”de hikâyenin devâmında, mahcup duruma düşen emirlerin şöyle dedikleri nakledilir:

Bu bir anlayış, doğuştan gelen bir zekâ işidir. Allah’ın bâzı insanlara verdiği özel lutfu ve ihsânıdır. Çalışmakla elde edilecek bir özellik değildir.” Onların bu mâzeretine karşılık sultan şöyle cevap verir:

Şu hayat mücâdelesinde insan, başarıya ulaşamamış, zarar etmişse, bir şey elde edememişse, bu hâl onun gereği gibi çalışmamasından ileri gelmiştir. Eğer başarıya ulaşmış, kazanmış, kâr etmişse, bu başarı onun çalışmasından, çok gayret sarf etmesindendir.”

Bu hikâye, başarmak ve kazanmak için dikkatli, basîretli ve bilgili olmak yanında, olağanüstü bir gayret ve çalışmanın da gerekli olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

Kazanmak için bir şeyleri yapmak, başarmak gerekiyor.

Yaşam rastlantısal bir süreç değildir. Organize bir süreçtir. Elbette ki yaşamda rastlantılar yok mudur vardır.

Ama her başarı emek ister.

İnsan olmayı başarmak, birini, bir şeyi başarmak dünyanın en güzel şeyidir. Elbette ki bu süreçlerde bazı şeyleri de kazanabilirsiniz.

Kazanır iken her zaman bir şeyler harcamanız gerekmez. Ama başarmak için ise her zaman emek harcamanız gerekir.

O yüzden yaşamınızda başarının sürekliliğini istiyor iseniz. Her şey için emek, zaman harcamanız gerekmektedir.

Başarıya ulaşan insanlar hayallerinin peşi sıra yürüyen kişilerdir. Kararlı ve emin adımlarla…

Yoksa “bedava peynir fare kapanında olur”, kat kat bedel ödemeniz gerekebilir.

                Selâm ve duâ ile…