Genel

Adana'da 96 kişinin öldüğü apartmanın depremde yıkılmasıyla ilgili davada mütalaa verildi

- Mütalaada, sanık Hasan Alpargün'ün "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi - Müşteki avukatları, sanığın "olası kastla öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiğini savunarak, mütalaanın değiştirilmesini talep etti

ADANA (AA) - Adana'da 6 Şubat 2023'teki depremde 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili tutuklanan müteahhit ve teknik uygulama sorumlusu Hasan Alpargün'ün yargılanmasına devam edildi.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Hasan Alpargün cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Avukatlar ve müştekiler mahkeme salonunda hazır bulundu.

Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, dosya kapsamında toplanan tüm deliller dikkate alınarak sanık Hasan Alpargün'ün üzerine atılı "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş sundu.

Hakkındaki iddialar hatırlatılarak savunması alınan Alpargün, binayı inşa etmeden önce zemin etüdü yaptırdığını öne sürerek, şöyle devam etti:

"Ben kanunlara uygun bir apartman inşa ettim. İnşaatta hiçbir eksik malzeme kullanmadım. 1975 Deprem Yönetmeliğine uygun olarak inşaat yaptım. Proje eksiksiz ve kusursuzdur. Ben ruhsat aldıktan sonra binanın inşaatını tamamladım. Belediye ekipleri bir hafta inşaat alanında denetim yaptıktan sonra iskan izni verdiler. Zaten benim hatam olsa iskan verilmezdi. Benim ciddi sağlık sorunlarım var. Kanser hastasıyım. Anjiyo oldum. 73 yaşındayım. 17 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum."

Davaya katılan müştekiler ise sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek, Alpargün'ün cezalandırılmasını talep etti.

Müşteki avukatları ise Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 6 kişilik heyetin hazırladığı 46 sayfalık ikinci bilirkişi raporu dikkate alınarak sanık Alpargün'ün "olası kastla öldürme" suçundan cezalandırılmasını, savcılığın bu yönde mütalaasını değiştirmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, sanık Hasan Alpargün'ün tutukluluk halinin devamına, esas hakkında mütalaaya karşı savunma hazırlanması için taraflara süre verilmesine ve diğer eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

- Duruşma sonrası açıklama

Apartmanda yakınlarını da kaybeden müşteki ve avukat Beşir Ekinci, duruşma sonrası gazetecilere, Alpargün Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili davada 3. duruşmanın görüldüğünü anımsattı.

Adalet beklediklerini anlatan Ekinci, "Sonraki celsede karar verilecek. Bu karar yalnızca bizim dosyamızı değil, Türkiye'deki bütün deprem dosyaları ile beraber yaşanabilecek depremlerde veya bina yıkımlarımda asıl kusurluların çok ciddi ceza alabileceğini gösterecek bir dosya olacak. Emsal olacak, tarih yazacak." dedi.

Ekinci, herkesi karar duruşmasına beklediklerini kaydetti.

- Deprem günü KKTC'ye gittiği belirlenmişti

Adana'da depremde yıkılan Alpargün Apartmanı ile ilgili soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Hasan Alpargün'ün 6 Şubat 2023'te KKTC'ye gittiği belirlenmişti. Çalışmalar sonucunda Lefkoşa Emniyet Müdürlüğüne teslim olan Alpargün, Adana'ya getirilmiş ve 13 Şubat 2023'te tutuklanmıştı.

Alpargün'ün 990 bin dolar, 890 bin avro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye'den KKTC'ye transfer etmeye çalıştığı ve Lefkoşa'da daire satın almak için girişimde bulunduğu iddia edilmişti.

Tutuklu müteahhit Hasan Alpargün, savcılıkta şöyle ifade vermişti:

"Söz konusu binada herhangi bir eksikliğimiz yoktur. Hatta betonların kontrolü için işçileri sürekli uyarıyordum ancak inşaatın başka işlerine koşturduğumuzdan zaman zaman ilgilenemediğimiz oluyordu. Deprem nedeniyle yıkılan inşaatta herhangi bir eksikliğimiz ve hatamız bulunmamaktadır. Önceden planlanan bir program dahilinde 6 Şubat'ta aile dostlarımızı ziyaret amaçlı oğlumla KKTC'ye gittik. 3 gün sonra söz konusu apartmanın yıkıldığını öğrendim. Oğlumu olayları öğrenmesi için hemen Türkiye'ye gönderdim. Kesinlikle kaçmak gibi bir niyetim yoktu."